- Hakikatin kıdemini insanın sonluluğundan sonraya koyan Son Kadim Derneği; çağın zilletine, hakikatin, irfanın, kadim hikmetin izzetiyle bir nefes arıyor. Madem hakikatsiz yer yok, son insanın da en sonda bile hakikate ilişkin bir nasibinin olması elbette haktır.
- Hakikat her şeyin telafisidir ve insan için telafiye en muhtaç yer faniliktir. Çünkü insan için en asli ve mühim mesele bekâdır.
- Son Kadim, bir hakikati çok renklerden tefrik ederek her rengin son hakikati olan Nur’a gözünü dikmiştir.
- Çağın puslu havasını dağıtan, sekülerizmin naralarına sükûnetli bir mukavemeti, kuşkunun kalbine kadim hikmeti meşk eden, İslam irfanını küçücük risalelerinde toplayan son zamanın kadimi Bediüzzaman’ın kartondan kaleleri yırtan çığlığı Risale-i Nur, son kadimin ilk mevzusudur.
- Hikmet ve irfanın bu son mirasçısı, İslam’ın ihtişamından tevarüs edilmiş bir imkan, gelenekten süzülenler itibari ile bir tasdik olarak Risale-i Nur, asırları taşıyan coşkun bir ırmak gibi, geçip gidenin faniliğinde baki bir uğultuyla hayat bahşeden bir diriliğe ve dirliğe çağırmaktadır. Bu topraklarda doğmuş ve bu topraklara emanet edilmiş ve her talib-i hakikatin öz ve öz kendi mülkü Risale-i Nur.
- Kadim olana hiç bir son bulaşamaz, hakikatin kıdemi bütün hiyerarşiyi alt üst eder. Dostluk iktidar talep etmez ve tahakküm elbette hakikatin bozumudur. Bu ilkeler eşliğinde Risale-i Nur’u, çağın nihilizm zerk eden sisine İslam tefekkürünün bir cevabı olarak okuyor Son Kadim.
- Bu itibarla mayasını hakikatten alan her söz gibi ilk değil, son değil, her dem ve bu dem ve muhakkak; “kalbini tutanın kazandığına” uyaran Hz. Ali’den, kalb nerede diye soran Hz. Mevlana’ya kadar büyük ve geniş bir ailedir Son Kadim. İrfana dost, hikmete dost, ilme dost, cana dost, dosta dost Son Kadim.
- Son Kadim; düşüncenin, irfanın, hikmetin büyük ustalarından çağın ve tüm çağların yaralarından, sorularından ve sorunlarından bir hüner tahsil etme, bir imkan tahsis etme ve bir patika talim etme niyetinin mahcubiyet secdesinde Son Kadim.
- Hiçbir başka şey gündemine dahil değildir ve hiçbir bulanık ve bulandırıcı ve bunaltı veren amacı, niyetine bir fısıltı olarak dahi dahil etmez. Yaşadığı toprağı hafife almaya varan kibri, yüz yüze baktığı insanları hor görmek sayılan ihaneti yılan sayar, akrep sayar, çıyan sayar son Kadim. Rahmet-i Rahman’dan Rahmet-i Rahman’ı hazine, bu toprakların insanlık için barındırdığı imkanları kaide bilir ve bunlar Son Kadim’in kadim aşkıdır.
Vesselam.